13 Şubat 2011 Pazar
Doğum kilonuz
Annenize kaç kilo doğduğunuzu sorun. Üç kilonun altında doğmuşsanız kalp sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirsiniz.
10 Şubat 2011 Perşembe
Tiroit misiniz?
Kollarınızı yere paralel olarak tam karşınızdaki bir şeye uzanıyormuş gibi uzatın. Ellerinize dikkat edin. Eğer elleriniz bu pozisyonda titriyorsa o zaman tiroit olma riskiniz çok yüksek.
6 Şubat 2011 Pazar
Ayak bilekleri
Başparmağınızla ayak bileğinizin arka kısmına bastırın. Eğer bastırdığınız noktada çok fazla çukurluk oluşuyorsa, o zaman kalp, akciğer, böbrek sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirsiniz. |
5 Şubat 2011 Cumartesi
Kas kontrolü
Sırt üstü yatın. Bacaklarınız dümdüz olsun. Bir bacağınızı havaya kaldırın. Bir kişinin ayağınıza bastırmasını isteyin. Eğer bacağınız yere düşüyorsa, kaslarınızda bir zayıflık olduğu anlamına geliyor.
4 Şubat 2011 Cuma
Görüş
Gözünüzün hemen altında elmacık kemiğiniz üzerine bir cetvel yerleştirin. Sonra cetvelin üstüne bir kredi kartı yerleştirin kartı en rahat okuduğunuz uzaklığı ölçün. Ne kadar yakına gelirse gelsin kartı rahat okuyabiliyorsanız göz sağlığınızın iyi olduğu anlamına geliyor.
Tırnaklar
Tırnaklarınıza dikkatle bakın. Eğer hafif mavilik ya da morluk görürseniz bu bir kalp hastalığıyla karşı karşıya olduğunuz anlamına gelebilir. Tırnaklarınızın aşırı kalın olması ya da üstlerinde tümsekler olması da nefes alma hatta akciğer sorunlarıyla karşı karşıya olduğunuzu gösterebilir.
3 Şubat 2011 Perşembe
Hafıza kontrolü
Bir tepsinin üstüne rasgele 10 eşya koyun. Tepsiye sadece 10 saniye bakın. Kaç tanesini hatırlayabildiniz? İyi bir hafızanızın olması Alzheimer'le karşılaşma riskinizin daha az olacağı anlamına geliyor.
Nefeslerinizi sayın
Eğer dakikada 15 kez ve daha altında nefes alıp veriyorsanız sağlıklı ciğerlere sahipsiniz demek... Eğer 25 kez nefes alıp veriyorsanız o zaman sağlığınıza dikkat etmelisiniz.
1 Şubat 2011 Salı
Cagimizin Hastaligi Panik Atak
Günlük hayatın koşuşturması, stresi ve yorgunluğunun da etkisi olduğu belirtilen bir psikolojik rahatsızlıkdır panik atak. Aniden ortaya çıkabilen kaygı ve endişe nöbetleri halinde seyretme özelliğine de sahiptir. Psikolojik olarak ta sağlığımızı kötü yönde etkiler.
Panik atak’ın etkileri kişiye göre farklılık gösterebilmekte. Fakat genel olarak yoğun bir şekilde korku ve rahatsızlık duygusu hissetmesine sebep olabilir. Bu duyguları hisseden kişi onun için kötü bir durum gelişebileceğini veya ölümünün yaklaştığını düşünerek büyük bir telaşa kapılır. Hatta bulunduğu ortamı bile terketmek ister.
Şu bir gerçek ki, bu şekilde panik halinde olan bir kişi sağlık merkezine veya hastaneye gidip, herhangi bir müdahele görmese bile kendini iyi hisseder ve rahatlar. Günümüzde bir çok kişi bu rahatsızlıktan şikayetçi durumda. Belki kendi çevremizde bile bu rahatsızlığı olan yakınımız veya arkadaşımız olabilir. Eğer onlara rahatsızlandıkları durumlarda yardımcı olmak istiyorsanız neler yapmanız gerektiğini iyi bilmelisiniz.
Böyle durumlarda hastayı kendini iyi hissetmesine yardımcı olabilecek fazla kişinin olmadığı sakin bir yere götürmelisiniz. Panik atak olan kişi zaten telaş içerisinde olacağı için siz tam tersi daha sakin görünmeli, ona telkinlerde bulunmalısınız. Bu sayede kişi kendini iyi hissedecek, sakinleşecektir. Herkesin bu ufak detayları bilesinde fayda olacağını düşünüyorum. Bu bilgilerin kime ne zaman lazım olacağı belli olmaz.
Panik atak’ın etkileri kişiye göre farklılık gösterebilmekte. Fakat genel olarak yoğun bir şekilde korku ve rahatsızlık duygusu hissetmesine sebep olabilir. Bu duyguları hisseden kişi onun için kötü bir durum gelişebileceğini veya ölümünün yaklaştığını düşünerek büyük bir telaşa kapılır. Hatta bulunduğu ortamı bile terketmek ister.
Şu bir gerçek ki, bu şekilde panik halinde olan bir kişi sağlık merkezine veya hastaneye gidip, herhangi bir müdahele görmese bile kendini iyi hisseder ve rahatlar. Günümüzde bir çok kişi bu rahatsızlıktan şikayetçi durumda. Belki kendi çevremizde bile bu rahatsızlığı olan yakınımız veya arkadaşımız olabilir. Eğer onlara rahatsızlandıkları durumlarda yardımcı olmak istiyorsanız neler yapmanız gerektiğini iyi bilmelisiniz.
Böyle durumlarda hastayı kendini iyi hissetmesine yardımcı olabilecek fazla kişinin olmadığı sakin bir yere götürmelisiniz. Panik atak olan kişi zaten telaş içerisinde olacağı için siz tam tersi daha sakin görünmeli, ona telkinlerde bulunmalısınız. Bu sayede kişi kendini iyi hissedecek, sakinleşecektir. Herkesin bu ufak detayları bilesinde fayda olacağını düşünüyorum. Bu bilgilerin kime ne zaman lazım olacağı belli olmaz.
Boğaz Ağrısı Tedavisi
Adaçayı iyi bir baharat ve antibiyotiktir. Bal ve sirke ilave edilerek içilirse, boğaz ağrılarına karşı etkili olur.
Boğaz Ağrısı Tedavisinde en önemli rol oynayan bitki olarak gösterilir.
Ahududu çiçeğini kaynatarak yapılan ılık su banyosu, bademcik iltihaplarına iyi gelir.
KANSIZLIĞA KARŞI ISPANAĞI YOĞURT YERİNE YUMURTA İLE TÜKETİN
Türkiye’de demir yetersizliği anemisi görülme sıklığı giderek artmaktadır. Kansızlık özellikle çocuklarda, gebe ve emzikli kadınlarda sıklıkla ortaya çıkmaktadır.
Çocuklarda demir eksikliğine bağlı oluşan kansızlık; büyümeyi yavaşlatmakta, zeka gelişimini olumsuz etkilemekte, enfeksiyonlara yakalanma riskini artırmaktadır. Bu nedenle anemide tedavi çok önemlidir.
Kansızlık tedavisinde doğru seçilmiş bir beslenme modelinin de önemi büyüktür. Demir kaynaklı besinlerin yanı sıra, her öğünde bol yeşillik tercih edilmeli, demir kaynağı ıspanak yumurta ile pişirilmeli, kalsiyumdan zengin besinler ara öğünde tüketilmelidir.
Memorial Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Şefika Aydın Selçuk, demir eksikliğine bağlı kansızlık tedavisinde tüketilmesi gereken besinler hakkında bilgi verdi.
En iyi demir kaynağı besinler!
• Karaciğer, kırmızı et, tavuk ve balık eti
• Yumurta
• Üzüm ve pekmez
• Kuru baklagiller
• Kuru kayısı, kuru üzüm, kuru dut gibi kuru meyveler
• Yeşil yapraklı sebzeler ( ıspanak, pazı )
• Fındık, fıstık ve susam
Baklagilleri etle pişirin, yumurtayı portakal suyu ile tüketin
Demir emilimini artırmanın önemli bir yolu bu besinleri C VİTAMİNİ ile birlikte tüketmektir!
• Her öğünde bol limonlu yeşillikler ve bu yeşilliklerden oluşan karışık bir salata, demir emilimi artırmaktadır.
• Yumurta tüketilirken yanına taze sıkılmış portakal veya greyfurt suyu tercih edilmesi, yumurtadaki demirin daha fazla emilmesini sağlamaktadır.
• Yumurta haşlama yerine kimi zaman menemen gibi pişirilip; yeşil, kırmızıbiber, domates ve soğanla C vitamini kazandırıldığında, demirin alımını artırılmış olur.
• Ispanak yanına yoğurt ile tüketildiğinde demir emilimi azalmaktadır. Ispanağın yumurta ile pişirilmesi ise biyoyararlılığını artırır.
• Kurubaklagil ve tahıllı yemekler; yanında mutlaka bol maydanozlu, marullu, domates ve limonlu salata ile tüketildiğinde, tahıl ve baklagillerin içindeki demir daha fazla emilir. Ayrıca bu besinler kıyma, parça et ya da tavukla pişirildiğinde demir alımı artmaktadır.
• Demir eksikliği ileri boyutta olan kişiler; süt, yoğurt ve ayran gibi kalsiyum içeren gıdaları yemeklerin yanına değil, ara öğünlerde tüketmelidir. Çünkü kalsiyumun demirin emilimini yavaşlatma özelliği vardır.
• Kahvaltılarda 1- 2 tatlı kaşığı kadar pekmez günlük demir ihtiyacının çoğunu karşılamaktadır. Özellikle keçiboynuzu pekmezi demir yüksek demir içerir.
• Ara öğünlerde; kuru meyvelerden kayısı, dut ve kuru üzüm, günlük demir alımına katkıda bulunur.
Yemeklerle çay ve kahve tüketmeyin
Çay ve kahveyi ara öğünlerde tüketmek gerekir. Özellikle çayda bulunan fitat ve tanenlerin demir emilimini azaltmamaları için, çayı açık ve limon sıkarak içmekte yarar vardır.
Çocuklarda demir eksikliğine bağlı oluşan kansızlık; büyümeyi yavaşlatmakta, zeka gelişimini olumsuz etkilemekte, enfeksiyonlara yakalanma riskini artırmaktadır. Bu nedenle anemide tedavi çok önemlidir.
Kansızlık tedavisinde doğru seçilmiş bir beslenme modelinin de önemi büyüktür. Demir kaynaklı besinlerin yanı sıra, her öğünde bol yeşillik tercih edilmeli, demir kaynağı ıspanak yumurta ile pişirilmeli, kalsiyumdan zengin besinler ara öğünde tüketilmelidir.
Memorial Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Şefika Aydın Selçuk, demir eksikliğine bağlı kansızlık tedavisinde tüketilmesi gereken besinler hakkında bilgi verdi.
En iyi demir kaynağı besinler!
• Karaciğer, kırmızı et, tavuk ve balık eti
• Yumurta
• Üzüm ve pekmez
• Kuru baklagiller
• Kuru kayısı, kuru üzüm, kuru dut gibi kuru meyveler
• Yeşil yapraklı sebzeler ( ıspanak, pazı )
• Fındık, fıstık ve susam
Baklagilleri etle pişirin, yumurtayı portakal suyu ile tüketin
Demir emilimini artırmanın önemli bir yolu bu besinleri C VİTAMİNİ ile birlikte tüketmektir!
• Her öğünde bol limonlu yeşillikler ve bu yeşilliklerden oluşan karışık bir salata, demir emilimi artırmaktadır.
• Yumurta tüketilirken yanına taze sıkılmış portakal veya greyfurt suyu tercih edilmesi, yumurtadaki demirin daha fazla emilmesini sağlamaktadır.
• Yumurta haşlama yerine kimi zaman menemen gibi pişirilip; yeşil, kırmızıbiber, domates ve soğanla C vitamini kazandırıldığında, demirin alımını artırılmış olur.
• Ispanak yanına yoğurt ile tüketildiğinde demir emilimi azalmaktadır. Ispanağın yumurta ile pişirilmesi ise biyoyararlılığını artırır.
• Kurubaklagil ve tahıllı yemekler; yanında mutlaka bol maydanozlu, marullu, domates ve limonlu salata ile tüketildiğinde, tahıl ve baklagillerin içindeki demir daha fazla emilir. Ayrıca bu besinler kıyma, parça et ya da tavukla pişirildiğinde demir alımı artmaktadır.
• Demir eksikliği ileri boyutta olan kişiler; süt, yoğurt ve ayran gibi kalsiyum içeren gıdaları yemeklerin yanına değil, ara öğünlerde tüketmelidir. Çünkü kalsiyumun demirin emilimini yavaşlatma özelliği vardır.
• Kahvaltılarda 1- 2 tatlı kaşığı kadar pekmez günlük demir ihtiyacının çoğunu karşılamaktadır. Özellikle keçiboynuzu pekmezi demir yüksek demir içerir.
• Ara öğünlerde; kuru meyvelerden kayısı, dut ve kuru üzüm, günlük demir alımına katkıda bulunur.
Yemeklerle çay ve kahve tüketmeyin
Çay ve kahveyi ara öğünlerde tüketmek gerekir. Özellikle çayda bulunan fitat ve tanenlerin demir emilimini azaltmamaları için, çayı açık ve limon sıkarak içmekte yarar vardır.
Uzun yaşamın sırrı
İyi ve aktif bir yaşam tarzının yanı sıra spor da uzun yaşamda en önemli neden
İsveç Göteborg Üniversitesi’nden Prof. Dr. Lars Wilhelmsen’ın öncülüğünde yapılan araştırma, uzun yaşamanın yalnızca genetik nedenlerden kaynaklanmadığını ortaya koydu.
İyi ve aktif bir yaşam tarzının yanı sıra sporun da insanların uzun yaşamasında en önemli neden olduğu açıklandı.
Araştırmaya, Göteborg, Uppsala ve Lidköping illerindeki üniversitelerden uzmanlar katıldı. İsveç’te, 1913 yılı doğumlu 855 kişinin takibi ile yapılan araştırmada, 90 yaşını dolduran insanların yaşam standartları ve yaptıkları aktiviletelere izlendi.
İzlemeye alınan 855 kişiden 111′inin 90 yaşını geçtiği görülürken, uzun yaşayanların alışkanlıkları ve yaşam şartları, erken yaşta ölenlerin yaşam şartları ve alışkanlıkları ile karşılaştırıldı.
Yapılan karşılaştırmada, insanların genetik kalıntılarından daha çok, iyi bir yaşam tarzı ile birlikte, spor ve aktif yaşam sürmesinin ömrü uzatan en önemli etken olduğu sonucuna varıldı.
Araştırmada yer alan, Göteborg bölgesinden 104 yaşındaki Alice Östlund, bu yaşına rağmen hala aktif bir hayat sürdürdüğünü belirterek, ”Hep sağlıklı bir hayat yaşamak için çaba gösterdim. Hayatım boyunca hep aktif oldum. Ayrıca sağlıklı yiyecekler ile beslenin ve spor yapın. Herşeyden aşırıya kaçmadan yiyin” önerisinde bulundu.
Böcek Sokması
Sivrisinek ya da örümceğin ısırdığı bölgeye sirkeye batırılmış pamuk sürün. Acıyı, şişkinliği ve iltihabı önleyecektir.
Kahve ve Çay
Günde 2-3 fincan çay ya da kahve içersek bu vucüt sağlığımız için faydalıdır. Dikkat yoğunluğunu artırır, dinçleştirir. Eğer 2-3 fincandan fazla çay kahve içersek zararlıdır. vücudu bitkin düşürür, konsantrasyon eksikliğine yol açar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)